Big Bang (Kmovie)

High-strung salaryman Park Man Su has spent his entire life living strictly by the rules, just like his father taught him. He never jaywalks, never speeds, never wakes up late, and in return, he receives only disdain for being too rigid and boring. When Man Su loses both his job and his marriage in a moment's time, he abandons his rules and ends up getting arrested for urinating in the street. At the police station, he meets free-wheeling Cheul Gun who makes a career out of petty crime. Already well over the edge, Man Su flees with his new accomplice, stealing a police car and gun in the process. Things quickly escalate out of control for the two fugitives as they embark on a wild crime spree with the police in hot pursuit.

Cast
Gam Woo Sung - Man-su
Kim Su Ro - Cheul Gun

Big Bang ; tam da adına yakışır bir film olmuş bence..Filim sakin duran dağların birden nasıl patladığını gösteriyor; tabi bu patlama kendi içine zarar olsa neyse denecekken, çevresine ne denli bir zarar getirdiğini de insan davranışı suretinde önümüze seriyor.Ciddi bir film değildir diye düşünüyordum izlemeden önce ama şimdi harbi ciddi bir filmle muhatap olduğumu da anlamış oldum..

Adamımız 30’lu yaşlarında bir ofis çalışanı..Şu zamanına kadar karısı ve oğluyla –kendi düşüncesiyle- mutlu bir yaşam süren, hiçbir kuralın dışına çıkmayan, Ahlak Bilgisi öğretmeni olan babasının kendisine öğrettikleri ile yaşayan; insanlara karşı saygılı, işine bağlı, her şeyi düzgün yapan tek renk bir adamdır.Ve sırf bu özelliği nedeniyle karısı tarafından “bu kadar sıkıcı bir hayatı çekemeyeceğim” artık diyerek terk edilir, aynı gün iş yerinde çıkarılır –ki bunda da patronunun çıkarına davranmadığı için seçilir- akşamına kendisine verilen veda partisinde ofis arkadaşlarının eğlenceli hallerine şahit olur ve son olarak giderayak ondan bu parti masraflarını dahi karşılaması istenir..

Bu artık, onun sınır noktası olur ve yavaş yavaş patlama sinyalleri verir; artık onu tutana aşk olsun diyeceğimiz bir kıvama doğru ilerler.Bütün bunların üstüne bir de sırf sokağa işiyor diye manyak bir polis tarafından tutuklanır ve bu manyağın kışkırtmaları ile daha fazla kendini kaybeder.Karakolda tanıştığı ikinci adamımız ise; nerdeyse 10 yılını hapse girip çıkarak geçiren, hatta hapishanenin –sıcak yemek, yatacak yer..- özelliklerinden dolayı dışarıdan daha iyi olduğunu düşünen ve o akşam tutuklanmak için her şeyi yapabilecek özelliğe sahip bir kişiliği vardır..

Ve bu ikili bir araya gelerek; polisi atlatır, bütün gece şehirde sinirlerini bozan ne varsa kendi usulleriyle bunu çözer ama gecenin sonuna doğru artık hayatlarında ciddi ciddi geriye dönülmez noktalarda olduklarını anlatırlar.Film aslında, bu basit anlatımından ziyade; şu hayatta dürüst yaşayan veya yaşamaya çalışan kişilerin nasıl sömürüldüğünü, sistemin kimlere yardım ettiğini ve de herkesin bir sınır noktası olduğunu anlatmaya çalışıyor.İçinde ciddi mesajlar var; her konuşmada gülmüyorsunuz, durup kulak veriyor ve bir yerde ders alıyorsunuz.Bu açıdan ders çıkarıcı bir film.Ama bunu görmesek bile yaklaşık 110 dakika boyunca temposu hiç eksik olmayan bir aksiyonu var..

Aksiyon, heyecan, şimdi ne olacak “Aman Allah’ım” beklentileri derken ortaya hız kesmeyen bir film çıkarmışlar.Ben çok beğendim, daha ne diyebilirim ki..