Please Teach Me English (Kmovie)
1 sayfadaki 1 sayfası
Please Teach Me English (Kmovie)
Na Yeong-Ju: government clerk. She is a minimum wage employee. She wears glasses. She is not very smart. Her secret weapon is laziness. On the other side is...the English language. It is complicated and hegemonic. It is difficult to pronounce. It has no secret weapon, except its ability to spread across the planet like a virus from outer space.Now, in her darkest hour, Yeong-Ju will need flashcards, vocabulary drills, and a pig that can count to overcome the greatest enemy ever: English.
Cast
Jang Hyeok
Lee Na-young
Nah Moon-hee
Kim In-moon
Kim Yong-geon
Jeong Sang-hoon
Jeong Doo-hong
Jeon Jae-hyeong
Her yerde aynı dil belası..
Son zamanlarda, Kore filmleri izleme tutkuma bir türlü engel olamıyorum; bulduğum her filme deli gibi saldırırken buluyorum kendime. Please Teach Me English, benim bu furya içinde izlediğim ilk filmlerden biridir..Ve izlerken beni en çok güldüren, en çok eğlendiren filmlerden bir tanesi.Sanki bütün film insanı eğlendirmek üzerine kurulmuş gibi, o kadar rahat hissettiriyor yani..
Esas kızımızda, esas oğlanımızda o kadar eğlenceli tipler ki, sırf suratlarına bakmak bile beni güldürmeye yetebiliyor..Kızımız çalıştığı iş yerinden kimse İngilizce bilmeyince, diğerleri tarafından iş yerinin “gururu” olarak İngilizce öğrenmek için kursa yazılıyor..Esas oğlan ise, bir ayakkabı mağazasında çalışmakta ve annesiyle yaşamaktadır.Küçükken kız kardeşin maddi yetersizlikler yüzünden evlatlık verilmiş ve yıllar sonra kendisiyle bağlantıya geçilmiştir.Ancak, artık kendisi Amerika’da yaşayan bir avukat olmuş ve tek kelime Korece bilmemektedir.İletişim sağlanması için tek yol abisinin bir İngilizce kursuna yazılmasından geçmektedir..
Böyle bu ikili bir İngilizce kursunda yan yana sıralara denk gelir..Kızımız bir hayli gösterişsizdir, ama ilk andan beri esas çocuğa hafiften bir kayış yaşamışlığı da vardır.Ancak esas çocuk; daha güzel bayanların peşinde koşan, hatta derslerde, ders dinlemekten çok bayan öğretmenin ilgisini çekmeye, onun telefon numarasını öğrenmeye çalışmaktadır..film bundan sonra, bizimkilerin nasıl bir araya geldiğini, nasıl İngilizce öğrendiklerini/ veya öğrenemediklerini çok tatlı, eğlenceli bir dille anlatıyor..
Ailecek, güle oynaya izlenecek çok güzel bir film..Zaten bu filmden sonra dört bir yanda yana yakıla Kore filmi aramaya başlamak, artık boynumuzun bir borcu oluyor, mutlaka izlenmeli, tavsiye ederim..
Esas kızımızda, esas oğlanımızda o kadar eğlenceli tipler ki, sırf suratlarına bakmak bile beni güldürmeye yetebiliyor..Kızımız çalıştığı iş yerinden kimse İngilizce bilmeyince, diğerleri tarafından iş yerinin “gururu” olarak İngilizce öğrenmek için kursa yazılıyor..Esas oğlan ise, bir ayakkabı mağazasında çalışmakta ve annesiyle yaşamaktadır.Küçükken kız kardeşin maddi yetersizlikler yüzünden evlatlık verilmiş ve yıllar sonra kendisiyle bağlantıya geçilmiştir.Ancak, artık kendisi Amerika’da yaşayan bir avukat olmuş ve tek kelime Korece bilmemektedir.İletişim sağlanması için tek yol abisinin bir İngilizce kursuna yazılmasından geçmektedir..
Böyle bu ikili bir İngilizce kursunda yan yana sıralara denk gelir..Kızımız bir hayli gösterişsizdir, ama ilk andan beri esas çocuğa hafiften bir kayış yaşamışlığı da vardır.Ancak esas çocuk; daha güzel bayanların peşinde koşan, hatta derslerde, ders dinlemekten çok bayan öğretmenin ilgisini çekmeye, onun telefon numarasını öğrenmeye çalışmaktadır..film bundan sonra, bizimkilerin nasıl bir araya geldiğini, nasıl İngilizce öğrendiklerini/ veya öğrenemediklerini çok tatlı, eğlenceli bir dille anlatıyor..
Ailecek, güle oynaya izlenecek çok güzel bir film..Zaten bu filmden sonra dört bir yanda yana yakıla Kore filmi aramaya başlamak, artık boynumuzun bir borcu oluyor, mutlaka izlenmeli, tavsiye ederim..
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz