OldBoy (Kmovie)
1 sayfadaki 1 sayfası
OldBoy (Kmovie)
Yönetmen :Chan-wook Park
Oyuncular :Choi Min-sik
Ji-tae Yu
Hye-jeong Kang
Dae-han Ji
Süre :120'
Yapım Yılı :2003
Dil :Korece
Türü :Suç
Konusu:Karısı ve yeni doğan bebeği ile birlikte yaşayan Oh Dae-Su adında sıradan bir adam, 1988'de bir gün evinin önünden kaçırılır. Uyandığında kendisini küçük ve karanlık bir hücrede bulur. Oraya kimler tarafından ve neden kapatıldığını bilmeyen adamın dünyayla tek bağlantısı, sadece hücresindeki küçük televizyondur. Bir gün haberlerde karısının vahşice öldürüldüğünü duyunca şok geçirir ve olayla bağlantısı olduğu düşünüldüğü için kapatıldığını anlar.
Tam 15 yıl sonra bir gün aniden serbest bırakılan adam, ailesini öldüren kişileri bulmaya ve kendisini oraya kapatanlardan intikam almaya yemin eder.(cinefan.net'den alıntıdır)
Geri: OldBoy (Kmovie)
Sinema tarihinin en büyük ve en derin intikam öyküsüne sahip” lakabı bu film için boş yere verilmemiş.Kendisini izleyeli daha bir olmasına rağmen, sanki hala dün izlemişim gibi etkisini hissettirmeye devam ediyor..Film için denebilecek o kadar çok şey var ki, ama en kullanılacak en baskın sözcük, muhakkak “rahatsız edici” kelimesi olur.Yani öyle, “sinirlerim gerildi, bakamadım” gibi bir basitlikten söz etmiyorum, filmin sonunda vücudunun en son hücresine kadar “sarsıldım” demek yeterli olabilir belki..
İzlerken, bu kadar rahatsız olmuyorsunuz, hatta sonuna kadar bu rahatsızlığı hissetmiyorsunuz bile..Ama sonunda öğrendiklerinizden sonra şöyle bir geçmişi düşünmeniz bütün tabuların “bilinmeyerek” nasıl da yıkıldığını gözler önüne seriyor..Filmin başında karısı öldürülerek bir odaya kapatılmış bir adam görüyorsunuz; neden orada, kim onu oraya hapsetmiş bahsedilmiyor..Ve siz adam dışarı çıktığında bir şekilde intikamını alacağına inanırken –tabi haklı olarak onun yanında yer alıyorsunuz- filmin sonunda intikam alan kişinin o değil de, onu oraya tıkan kişi olduğunu fark ediyorsunuz..Film, ana karakterin öcünü alması üzerine kurulu değil..Aksine yıllar önce yapmış olduğu basit bir hatanın öcü alınıyor ondan; hem de çok acı bir şekilde..
Filmde beni çok etkileyen bir söz vardı; hatta bence bütün film bu sözün üzerine kurulu da olabilir; “ha taş ha kum tanesi;ikisi de suda batar” ..Adamın bütün suçu çok konuşması, her konuda ve herkes hakkında anlatacak bir şeyleri olması..Şimdi sadece bu suçla mı bu kadar çok şey çekti bu adam diyebilirsiniz, ki izlerken bende demiştim..Ama denildiği gibi onun ki küçücük bir kum tanesi de olsa, o da suda batıyor..Hayır, öç alan adamı bu şekilde düşündüğü için desteklemiyorum, hatta yaptıkları ve ana karaktere bilmeden yaptırdıkları için bütün film boyunca ölüp gitmesini diledim.Ama, içinde bulunduğu psikopatlığı, o ruh halini öyle bir yansıtmışlar ki, izlerken içinizde küçücük bir yer bile olsa, ona da çektikleri için acıma duygusu hissediyorsunuz..
Sarsıyor, yıpratıyor insanı bu film..Toplumsal tabu diye bir şey bırakmıyor, etik denen kavram bir bakıyorsunuz ki, filmin sonunda siz hiç anlamadan yerle bir edilmiş..Öğrendiklerinizi daha sindiremeden, filmin sonu ve verilen kararla bir daha şok oluyorsunuz..Bu filmi kardeşim ve kuzenimle izlemiştim; filmin sonunu onlar beğenmediler, hatta tasvip bile etmediler ama ben, hala onlardan farklı düşünmeye devam ediyorum..
Biliyorum baya kapalı bir yorum oldu bu, ama izlemeyenler için işin zevkini kaçırmak istemiyorum.Mutlaka seyredin, ama yanınızda aileniz olmasın; bu verebileceğim en iyi öğüttür..
İzlerken, bu kadar rahatsız olmuyorsunuz, hatta sonuna kadar bu rahatsızlığı hissetmiyorsunuz bile..Ama sonunda öğrendiklerinizden sonra şöyle bir geçmişi düşünmeniz bütün tabuların “bilinmeyerek” nasıl da yıkıldığını gözler önüne seriyor..Filmin başında karısı öldürülerek bir odaya kapatılmış bir adam görüyorsunuz; neden orada, kim onu oraya hapsetmiş bahsedilmiyor..Ve siz adam dışarı çıktığında bir şekilde intikamını alacağına inanırken –tabi haklı olarak onun yanında yer alıyorsunuz- filmin sonunda intikam alan kişinin o değil de, onu oraya tıkan kişi olduğunu fark ediyorsunuz..Film, ana karakterin öcünü alması üzerine kurulu değil..Aksine yıllar önce yapmış olduğu basit bir hatanın öcü alınıyor ondan; hem de çok acı bir şekilde..
Filmde beni çok etkileyen bir söz vardı; hatta bence bütün film bu sözün üzerine kurulu da olabilir; “ha taş ha kum tanesi;ikisi de suda batar” ..Adamın bütün suçu çok konuşması, her konuda ve herkes hakkında anlatacak bir şeyleri olması..Şimdi sadece bu suçla mı bu kadar çok şey çekti bu adam diyebilirsiniz, ki izlerken bende demiştim..Ama denildiği gibi onun ki küçücük bir kum tanesi de olsa, o da suda batıyor..Hayır, öç alan adamı bu şekilde düşündüğü için desteklemiyorum, hatta yaptıkları ve ana karaktere bilmeden yaptırdıkları için bütün film boyunca ölüp gitmesini diledim.Ama, içinde bulunduğu psikopatlığı, o ruh halini öyle bir yansıtmışlar ki, izlerken içinizde küçücük bir yer bile olsa, ona da çektikleri için acıma duygusu hissediyorsunuz..
Sarsıyor, yıpratıyor insanı bu film..Toplumsal tabu diye bir şey bırakmıyor, etik denen kavram bir bakıyorsunuz ki, filmin sonunda siz hiç anlamadan yerle bir edilmiş..Öğrendiklerinizi daha sindiremeden, filmin sonu ve verilen kararla bir daha şok oluyorsunuz..Bu filmi kardeşim ve kuzenimle izlemiştim; filmin sonunu onlar beğenmediler, hatta tasvip bile etmediler ama ben, hala onlardan farklı düşünmeye devam ediyorum..
Biliyorum baya kapalı bir yorum oldu bu, ama izlemeyenler için işin zevkini kaçırmak istemiyorum.Mutlaka seyredin, ama yanınızda aileniz olmasın; bu verebileceğim en iyi öğüttür..
Similar topics
» Oh My God (Kmovie)
» … ing (Kmovie)
» Silmido (Kmovie)
» Art of Seduction (Kmovie)
» Welcome to Dongmakgol (Kmovie)
» … ing (Kmovie)
» Silmido (Kmovie)
» Art of Seduction (Kmovie)
» Welcome to Dongmakgol (Kmovie)
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz