My Wife is a Gangster Serisi (Kmovie)

My wife is a gangster serisi içinde birinci film benim Kore Sineması ile tanışmama neden olan filmdir..Bu filmi televizyonda izlediğimi hatırlıyorum, zira o zamanlar evde ne bilgisayar vardı, ne de doğal olarak internet denilen bir kavram..Gerçi nete ulaştıktan sonra bize açılan ufuklar yine uzun bir süre sınırlı kaldı, torrent olayıdır, online izlemektedir her birinden bihaber yaşadığımız zamanlardı..İşte o zamanlardan birinde izledim ilk filmi, hangi kanal vermişti tam olarak hatırlamıyorum..

Mafya içerikli filmlerin benim tarafımdan ne kadar sevildiğinden bahsetmiştim; özellikle Kore filmlerinde konu bu dünyanın içinde geçiyorsa kendimi seyretmeden alamıyorum.Ama içinde uçuşan insanlar olacak muhakkak, kılıçlar, silahlar birbirine girecek; sevdiğim karakter kötü adamları bir güzel dövecek ama öldüremeyecek kadar da yufka yürekli olacak..Biliyorum çok şey istiyorum ama benim gibi kek bir izleyiciyi tavlamak için bunlar o kadar da yapılmayacak şeyler değil..İşte bu seri tamamen mafyanın içine yedirilmiş, bir de üstüne patronu erkek değil kadın yapmış, bir de bu kadını almış tamamen bu dünyadan habersiz masum bir adamla evlendirmiş..

İşte ilk filmin konusu da böylece kendini ortaya çıkarmış oluyor..Mafya patronumuz hasta kardeşinin isteğine karşı gelemiyor ve en azından son günlerinde mutlu olsun diye evlenmeyi kabul ediyor.Ama bunun için kendisine uygun bir eş bulmak zorunda; işte bu noktada görücü usulü randevular yardımına yetişiyor..Dövüşmekten, meri vermekten, milleti dövmekten başka bir şey bilmeyen bu kadın patronumuz, evlilikte neler yapacak, bizi izlerken neler bekleyecek derken filmin devamı geliyor böylece..

İkinci film ise, yine aynı baş rol oyuncusu ile devam ediyor ama bu sefer farklı bir hikayenin içinde buluyoruz kendimizi..Aslında film içinde birinci film bazı karelerle yad ediliyor ama esasen kendi hikayesini de oluşturmuş bu film..Kadın patronumuz girdiği bir mafya kavgasında yaralanarak hafızasını kaybediyor.Bu sırada yoldan geçen sarhoş bir adam, onu alıp evine götürüyor ve kendini hatırlamayan patronumuz , o adamın restoranında çalışmaya başlıyor..Yaşadığı mahallede ki sorunlar, patronun kızının aksi tavırları, patronla yakınlaşma, hafızasını geri kazanma derken ortaya çok güzel bir film çıkarıyorlar..

Serinin son filminde ise; bu sefer kadro tamamen değişmiş vaziyette; yeni oyuncular ve yeni bir hikaye..Kadın patronumuz HonKong’un ileri derece de bir mafya liderinin biricik kızı.Ülkesinde başının belaya girmesi sonucu babası tarafından Kore’ye gönderiliyor ve burada kendisi ile ilgilenecek olan esas adamımızla komik bir yolculuk başlıyor..Aslında filmlerin konularını anlatmaya devam etsem daha bahsedecek çok şey var ama ben genel konuşsam yazının uzunluğunu kesmek adına daha iyi olacak..

Bu üç filmde; her ne kadar oyuncular ve konularda farklılık ortaya çıksa da değişmeyen şey; aksiyon içinde güldürebilmesi..Aslında öyle ahım şahım bir aksiyondan da bahsetmiyorum, zira bu tür sahneleri daha çok filmlerin son 15 dakikasında görebiliyoruz.Yaklaşık 100 küsür dakika süren bu filmlerde diğer kalan zamanlarda bol bol gülüyoruz, eğleniyoruz…Kadın patronun normal yaşantı içinde neler yaptığına,nasıl bu durumla “baş edebildiğine” bakıp bundan zevk alıyoruz.

Bu üç film arasında en çok hangisini sevdiğimi söylemem gerekirse, kesinlikle birinci film derim herhalde.Zaten sıralama benim gözümde 1>2>3 şeklinde devam ediyor.Ama yine de hepsini çok seviyorum; ne zaman denk gelsem yine bıkmadan usanmadan oturup izlerim hepsini..