Angel

Yönetmen
François Ozon

Fakir bir çevrede büyüyen Angel’ın en büyük hayali ünlü bir yazar olmaktır. Varlık içinde yaşayan bir kadının hikâyesini kendi hayatıymış gibi kaleme alır ve yayınevlerine yollar. Londra’da bir yayınevi yazdıklarına ilgi gösterir. Genç yazar inanılmaz bir hızla yükselir ve her genç kızın rüyası olan başarı, şöhret ve aşk’a kavuşur. Acaba bu peri masallı bir kadın için çok mu fazladır?

(alıntı:sinema.com)

Filmin ismi güzel, film için kullanılana afiş güzel, vakti zamanında sağda solda dönen fragmanları sanki “size bir peri masalı anlatacağız, gelin ve dinleyin” der gibi etkiliyor insanı ve siz de bütün bu artılara bakıp tamamı “negatif” olan bu filme paranızı kıyabiliyorsunuz.Kandırıldık diyeceğim ama sonuçta bütün bunlara bakıp da “herhalde güzel bir film” diye balıklama atlayan kişiler ben, kardeşim ve kuzenim olduğuna göre hatayı da kendimizde görmemiz lazım..

Artık biz izlerken sıkıldığımızdan dolayı mıdır bilinmez ama film o kadar uzun ve benim açımdan o kadar “gereksizdi” ki hala izlediğime pişmanım..Bir karakter bu kadar bencil olabilir ve kendi dünyasında yaşayabilir ancak; izlerken ona sinir olduğuma mı yanayım, filmde beğenilesi bir karakter bulunmayışına mı..

Yine de sonuna kadar izledik, pes etmedik; hani olurda güzel bir şeyler çıkar sonunda diyerek ama ne yazık ki o kadar saatimizi boşa harcamamızla kaldık.Bundan da çıkarılacak sonuçlar var; her ismi güzel olana, afişi parlayana kanmamak gerekiyor..