Salif Keita
1 sayfadaki 1 sayfası
Salif Keita
Şu last fm, benim için ne mübarek bir yerdir; gün geçmiyor ki yeni seslerle tanışmayayım.Dün gece radyosunu açtığımda kulaklarımda enteresan bir ses, dedim “bu kimdir, necidir” .Sonra açtım okudum, en az sesi kadar ilginç bir hayat hikayesiyle karşılaştım.Salif Kaita, hakkında çok yerde bilgiyle karşılaştım ben madem last fm’de tanıştım kendisiyle, o zaman oradan alıntı yaparak tanıtmaya çalışalım kendisini..
“1949’da Mali’de soylu bir aileden dünyaya gelen Salif Keita, bir albino olarak doğdu. Bu durum doğumundan itibaren güneşin hakim olduğu siyahların ülkesinde Keita’nın dışlanmasının nedeni oldu. Albinoların şeytani güçler taşıdığına ve öldürülmesi gerektiğine inanan bir gruptan saklanması gerekiyordu. Annesi onu bu gözlerden saklayan kişiydi. Albinoluğa eşlik eden görme bozukluğunun da sonucunda Keita hiçbir zaman tam olarak kabul edilmediği topluma iyice yabancılaşmaya başladı. Yalnızdı; kitaplar ve çalışmaları onun dünyasını oluşturuyordu. Bir yandan ise içinde gelenekler ve müziğe karşı olan tutku giderek büyümeye başlamıştı. Sesi ise ilgi çekici olduğu kadar şaşırtıcıydı ve duyulduğu zaman hemen tanınacak kadar kendine özgüydü.
Keita, gençlik dönemine ulaştığında bir müzisyen olmak istediğini biliyordu fakat bu durum ailesinin yıllardır taşıdığı geleneklere karşı çıkmasını gerektiriyordu. Ailesine göre bir aristokrat asla şarkı söylemezdi! Şarkı söylemek sadece aşağı kastlardan olan griotlara aitti. Fakat Keita, tüm karşı çıkışlara rağmen isteğini gerçekleştirebilen insanlardandı. Böylece zor da olsa, Mali’de yıllarca süregelen, müziği sadece alt sınıftan insanların uğraşı olarak gören tabuları yıkmış oldu.
Bu karşı çıkış, ailesinin yanından ayrılmasını gerektirdi. Salif Keita, şehrin kafelerinde, barlarında, sokaklarında; müziğin insanlar arasındaki tüm farklılıkları kaldırdığı yerlerde şarkı söylemeye başladı. Bu sırada bir saksofonist olan Tidiane Koné ile karşılaştı ve Rail Band katıldı. Bu grupla giderek daha fazla insana ulaşmaya başlayan Keita, geleneksel müziği modern bir biçimde yorumluyordu.” Benim çok beğendim iki şarkısı; “Tomorrow” ve bilinmeyen bir dilin bilinmeyen duyguları uyandıran tınısı “Folon”..Özellikle Folon’u dinledikçe nedendir bilinmez, gözlerim dolmaya başlıyor.sözleri bilmediğimiz için belki de, kendi hüzünlü anılarımız ortaya çıkmak için bir yol bulmuş oluyor.
https://www.youtube.com/watch?v=3vGBExhxpF4&feature=related
https://www.youtube.com/watch?v=3vGBExhxpF4&feature=related
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz