Wanted
1 sayfadaki 1 sayfası
Wanted
Yapım : 2007, ABD / Almanya
Tür : Aksiyon / Dram / Fantastik / Macera / Suç
Yönetmen : Timur Bekmambetov
Senaryo : Michael Brandt, Derek Haas, Mark Millar (Kitap), J.G. Jones (Kitap)
Oyuncular : James McAvoy, Angelina Jolie, Thomas Kretschmann, Lorna Scott, Morgan Freeman, Terence Stamp, Marc Warren, Konstantin Khabensky, Chris Pratt, David O'hara, Kristen Hager, Dato Bakhtadze, Chirs Pratt, Sophiya Haque, Brad Calcaterra
Babası öldürülen Wesley Gibson’a (James McAvoy), babasının intikamını alma fırsatı teklif edilir. Kötü adamları yok eden bir suikastçi olarak ünlenen babası bir suikaste kurban gitmiştir. Babasının bıraktığı yerden yola devam etmeye kararlı olan Gibson, babasının ortağı Sloan’dan (Morgan Freeman) eğitim almaya başlar.
(alıntı;sinemalar.com)
Geri: Wanted
Bu bayram tatili erkek kardeşime ve onun aracılığıyla bize yaradı aslında.Bugünlerde devamlı film alıp eve geliyor ve bir de seçtiği filmler tam da bizim sevdiklerimizden oluyor; hani şu satın almayı düşündüğünüz ama ya parasızlıktan ya da bir türlü denk gelememekten sahip olamadığınız o filmlerden.Bugün “Wanted” filmini satın almış gelmiş; çok mutlu oldum –öyle böyle değil harbi mutlu oldum- zira çok uzun zaman önce dergide tanıtımını okumuş ve o zamanlardan beri mutlaka izlemeliyim havasına girmiştim..
Aradan kaç ay geçti bilinmez ama sonunda izledim.Ben çok beğendim diyerek başlayayım; içinde büyük kusurları yok muydu, kesinlikle vardı ama gönül ferman dinlemiyor, onları aynı büyüklükle göz ardı ediyor.Hatta kardeşimin yorumuna göre “bu filmi eğer bir fizikçi izlese, saçını başını yolar herhalde” denebilecek sahneleri var; o kadar aksiyon içeriyor yani.Hatta örnek verelim; düz yolda giden kurşunların aniden sağa veya sola saparak şehrin diğer yakasında oturan adamı kafasından vurması gibi; takla atan arabaların havada uçuşması ve yere hiçbir şey olmamış gibi sağlam bir şekilde düşerek akıp giden trafiğe korna çalması gibi..
Takdir edilir ki çoğu yerde tepkimiz “ooo, anaaa” şeklinde vuku buldu.Yer çekimi, gözünü sevdiğim fizik kuralları neredesiniz diyen bu küçük iç ses, filmin heyecanlı ivmesi karşısında hakimiyetini kaybetti; ve geldiği gibi sırra kadem bastı.Uzun zamandır bu denli heyecan ve aksiyon ikilisine sahip çıkan ve bunu her bir sahnesine yedirebilen bir film izlememişim gibi hissediyorum.Veya bilemiyorum, belki de Kore filmlerinden sonra tekrar Hollywood’a dönüş yapmak o yenilenmiş ruh durumumu açıklayabilir.Yine de “sağlam” bir film izledik diyebiliyorum; sabit giden bir hikaye akışına sahipmiş izlenimi verebiliyor başlangıçta ancak bu fikrin sönüklüğü sonradan çarpıyor izleyenin yüzüne..
Ayrıca, bir konuda daha helal olsun demek istiyorum; o da oyunculuk.Baş rol çocuğumuz(James McAvoy) –ki kendisi Kefaret ve Aşkın Kitabı’nda dikkatimizi çekmiş ve büyük beğeni kazanmıştı- o hissettiği heyecan ve “farklıyım” mutluluğuyla insanı anında o havalara sokabiliyor.Sanki biri bizi bilmediğimiz ve heyecan verici bir dünyaya sokacak ve bizim oradaki temsilcimiz, aynı bizim gibi sıradan olan bu adam..Süper güçlerim var ve bu önemli topluluğun geleceği bir tek bana bağlı düşüncesini, yalan yok sadece o değil, izleyen kesim olarak bizde hissettik.Uzaktan sıradan ama izleyince “sıra dışı” sıfatına yapışıp kalan bir film işte bu film.Tavsiye edilir demeye gerek yok sanırım..
Aradan kaç ay geçti bilinmez ama sonunda izledim.Ben çok beğendim diyerek başlayayım; içinde büyük kusurları yok muydu, kesinlikle vardı ama gönül ferman dinlemiyor, onları aynı büyüklükle göz ardı ediyor.Hatta kardeşimin yorumuna göre “bu filmi eğer bir fizikçi izlese, saçını başını yolar herhalde” denebilecek sahneleri var; o kadar aksiyon içeriyor yani.Hatta örnek verelim; düz yolda giden kurşunların aniden sağa veya sola saparak şehrin diğer yakasında oturan adamı kafasından vurması gibi; takla atan arabaların havada uçuşması ve yere hiçbir şey olmamış gibi sağlam bir şekilde düşerek akıp giden trafiğe korna çalması gibi..
Takdir edilir ki çoğu yerde tepkimiz “ooo, anaaa” şeklinde vuku buldu.Yer çekimi, gözünü sevdiğim fizik kuralları neredesiniz diyen bu küçük iç ses, filmin heyecanlı ivmesi karşısında hakimiyetini kaybetti; ve geldiği gibi sırra kadem bastı.Uzun zamandır bu denli heyecan ve aksiyon ikilisine sahip çıkan ve bunu her bir sahnesine yedirebilen bir film izlememişim gibi hissediyorum.Veya bilemiyorum, belki de Kore filmlerinden sonra tekrar Hollywood’a dönüş yapmak o yenilenmiş ruh durumumu açıklayabilir.Yine de “sağlam” bir film izledik diyebiliyorum; sabit giden bir hikaye akışına sahipmiş izlenimi verebiliyor başlangıçta ancak bu fikrin sönüklüğü sonradan çarpıyor izleyenin yüzüne..
Ayrıca, bir konuda daha helal olsun demek istiyorum; o da oyunculuk.Baş rol çocuğumuz(James McAvoy) –ki kendisi Kefaret ve Aşkın Kitabı’nda dikkatimizi çekmiş ve büyük beğeni kazanmıştı- o hissettiği heyecan ve “farklıyım” mutluluğuyla insanı anında o havalara sokabiliyor.Sanki biri bizi bilmediğimiz ve heyecan verici bir dünyaya sokacak ve bizim oradaki temsilcimiz, aynı bizim gibi sıradan olan bu adam..Süper güçlerim var ve bu önemli topluluğun geleceği bir tek bana bağlı düşüncesini, yalan yok sadece o değil, izleyen kesim olarak bizde hissettik.Uzaktan sıradan ama izleyince “sıra dışı” sıfatına yapışıp kalan bir film işte bu film.Tavsiye edilir demeye gerek yok sanırım..
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz