Nip/Tuck ( 2003 - ? )

Credited cast:

Dylan Walsh .... Sean McNamara
Julian McMahon .... Christian Troy
John Hensley .... Matt McNamara
Valerie Cruz .... Grace Santiago (2003)
Roma Maffia .... Liz Cruz (2003-)
Joely Richardson .... Julia McNamara

Uzun zamandan beri bir Nip Tuck izleyicisi olarak bir iki kalem bir şeyler söylemelim bizde.Bu diziyle cnbc-e vasıtasıyla tanışmış, sevmiş ve elimizden geldiğince takip etmeye çalışmıştık.Zaten yayın saatinden de anlaşılacağı üzere RTÜK’e yakalanmadan ve diziyi olabildiğince az sansürleyerek vermeye çalışmaları bile, dizinin gidiş çizgisi hakkında yeteri kadar bilgi verir.Bu dizi, cidden hakkını teslim ediyor ve her sezon beni şok içinde kendine hayran bıraktırıyor..

Ben aslında izlediğim şeyi –evet belki pek yazmıyorum ama- çok eleştiren bir kişiliğim maalesef.İzlerken kendi kendisine rahat vermeyen topluluk arasında, kendi şikayetlerimden diziden zevk alamaz olurum.Ki bu diziyi izlerken en başlarda hatırlıyorum da “estetik de neymiş, bu da sorun mu” diye çok kızdığım konular olmuştu.Ama daha sonra olay örgüsü içinde insan kendini kaybediveriyor.Hani fanfictionlarda “G-R-NC” diye derecelendirme olur ya, bu dizi bana göre NC-30’larda bir şey arz ediyor. Sean McNamara ve Christian Troy el ele veriyorlar ve yıkılmadım tabu bırakmıyorlar dizi içinde.Gerçi bunda emeği yoğun bir şekilde Christian omuzluyor ya, bunda sanırım diziyi izleyen herkes hem fikir olur.

Adam “yakışıklıyım, zenginim, estetik cerrahım ve ben bu dünyaya zevk almak için gelmişim heyytt” diyerek ortalarda dolanıyor son 4 sezondur.Ve ne yalan söyleyeyim yakışıyor da kendisine.Gerçi, ahlak anlayışı için on üzerinden on alamaz ama ne yapalım bizde onu böyle seviyoruz.Ben ilk zamanlarda Sean taraftarı bir insandım daha çok; sonuçta adam sadık aile babasını oynuyordu, bölümler ilerledikçe ona olan sempatimde hiç azalmadı aslında.Ne zaman zor duruma düşseler, ben en çok Sean’ı destekler oldum.Zaten yeri geldiğinde ona acımamız için her şey verildi izleyenin eline.Sadık olmayan ve –benim açımdan ölse daha çok mutlu olurum dediğim- bir eş, yıllarca oğlum diye baktığı ama en yakın arkadaşının genlerini taşıdığını öğrendiği biricik oğlu, yakasını bırakmayan türlü dertler..

Gerçi şimdi dert açısından Christian’ı da pas geçmeyelim, evet Sean kadar göstermedi dertlerini ama her sezon vurucu darbeyi en az ortağı kadar kendisi de aldı.Velhasıl, sıfat olarak “vurucu, etkili,sarsıcı” kelimelerini kendisine yakıştıran bir dizi.Her sezon en ciddi ve en rahatsız edici konuları ele almaktan vazgeçmediler ve belki de ben bu yüzden seviyorum bu diziyi.Heyecanlandırıyor çünkü sonraki bölüm için insanın içindeki merak kurtlarını kışkırtıyor.Ayrıca hiç de yumuşak bir zemin üzerinde ilerlemiyor; sanki yüksekte bir ip üzerinde yürüyorlar ve adımın şaştığı anda tabana yerleştirilmiş kazıklar seni bekliyor.Ve izlerken biliyorsun ki, biri düştüğünde tam düşecek ve onlar sana onun kazıklarla ne hale geldiğini gösterecekler..

Onun için bu kadar etkileyici ve bir o kadar da korkutucu zaten.Şimdiye kadar yayınlanan 4 sezonu da izledim, geçenlerde cnbc-e de başladılar 5. sezona ama takip etme fırsatım olmadı; ama artık beni bekle beşinci sezon diyorum; ben geliyorum.Ve biliyorum, bu sezonda gözlerim kocaman açılacak, zihnim bazı yerlerde şaşkınlıktan bom boş kalacak