Popcorn
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Terminatör : The Sarah Connor Chronicles ( 2007 - ? )

2 posters

Aşağa gitmek

Terminatör : The Sarah Connor Chronicles ( 2007 - ? ) Empty Terminatör : The Sarah Connor Chronicles ( 2007 - ? )

Mesaj tarafından Admin Salı Ocak 20, 2009 7:27 pm

Terminatör : The Sarah Connor Chronicles ( 2007 - ? ) Thesarahconnorp2uy9


Yapımcı/Yönetmen
David Nutter

Yazar
Josh Friedman

Oyuncular
Lena Headey
[Sarah Connor]
Thomas Dekker
[John Connor]
Summer Glau
[Cameron]
Richard T. Jones
[James Ellison]
Danielle Lozeau
[Hero Student]
Genia Michaela
[Teller]
Shawn Prince
[Daniel]

*Başrollerde "Heroes" dizisinden hatırlayacağımız Thomas Dekker'ın da bulunduğu "The Sarah Connor Chronicles" adlı yeni dizi serisi Amerikan Fox televizyonunda yeni sezon gösterime girecek. Konusu itibari ile Terminatör 2'den sonrasını anlatacak yeni dizi serisinde özel efektler dikkat çekiyor. Yapımcılığını C2 Pictures, Josh Friedman ve "Supernatural" - "Smallville" gibi serilerin mimarı David Nutter'ın yaptığı yapımın yönetmenliğini de yine David Nutter yapıyor.
Admin
Admin
Admin

Mesaj Sayısı : 405
Yaş : 45
Kayıt tarihi : 21/10/08

https://popcorn.yetkinforum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Terminatör : The Sarah Connor Chronicles ( 2007 - ? ) Empty Terminator: The Sarah Connor Chronicles ve bende bıraktıkları..

Mesaj tarafından dek_ort Paz Ocak 25, 2009 5:24 pm

Terminator hakkında daha önce bir yazı yazmıştım ama o daha çok filmleri alakadar eden bir konuydu; bu sefer sırada dizisi var, şu hep bahsedilen 2’den sonra 3’ten önce; “Terminator: The Sarah Connor Chronicles”..Cnbc-e ile izlemeye başlamış olduğum, daha sonradan dayanamayarak ileriki bölümleri netten takip ettiğim makinelerin yükseliş gösterdiği ve benim her daim hayranlıkla takip ettiğim bir yapım..Şimdi böyle diyorum ama diziyi izlerken filmlerden bağımsız düşünemiyorum bir türlü, devamlı olarak bir karşılaştırma içine giriyorum ister istemez..

Zaten bu yazı, diziyi övmekten çok biraz yermek amaçlı yazılmış olacak, daha yazmadan hissedebiliyorum.Ben her zaman değerlendirmelerde öznel takılan bir insan olmuşumdur; şimdi dizinin güzel yanları olsa bile filmlerine ihanet etmekten kaçınarak hep kusurları gözüme batıyor..Diziyi büyük bir heyecanla izlemeye başladım, hala da her bölüm ertesi yeni bölüm için aynı heyecanı duyuyorum; bazen tatmin etmiyor bölümler beni ama yine de kendimi izlemekten alamıyorum..Oyuncu seçimlerine laf atıyorum, oynadıkları rolün inandırıcılığına veya aslına uymamalarına laf atıyorum, “bu canım konu nasıl böyle harcanır” diyen aynı görüşleri paylaşıyoruz kardeşimle, diyorum da diyorum..

John Connor efsanesi, her ne kadar dizinin iskeletini oluşturuyor olsa da, benim içinde çocukluğumdan beri bir efsanedir.Bu nasıl bir hayal gücüdür, nasıl bir düşünce gücüdür ki ortaya böylesi güzel bir bilim kurgu atmışlar demişliğim halan geçerliliğini devam ettirmektedir.Filmlerde bu çocuğu o kadar çok sevdim ki, dizide de ilk bölümlerde bu sevgim aynen devam etti.Ama ne zaman 2. sezona geçtik, ne zaman John, sorumluluklarını bir kenara atarak “aa bende bir gencim, bunlarla uğraşırken bir de eğlenmek istiyorum” demeye başladı, benim gözümdeki bütün imaj yerle bir oldu.Hak veriyorum sözlerine, daha doğmadan bu sorumluluğun altına girmiş bir çocuk olarak ergen hayatında azcık da olsa gezip eğlenmek istiyor ama benim süper lider hayalime ters düşüyor bu davranışları..

John Connor’ı bir lider değil de bir çocuk olarak görmek; hatta en gıcık olduğum genç tipi olarak seyretmek sinirlerimi bozuyor resmen..Başına o kadar şey geldikten sonra, her gün öldürülme tehlikeleri yaşadıktan, gözlerinin önünde o kadar insan öldükten, doğduğu günden beri kaçak hayatı yaşadıktan sonra o ne yapıyor; ergen çocuk hallerinde nerdeyse yakalanmak için elinden gelen her şeyi yapıyor..Bu kadar asi olmasını sevmiyorum, düşünmeden davranmasını sevmiyorum ve açık açık söylüyorum; “bile bile yanlış kararlar almasını” sevmiyorum..Ben burada kahramanlık efsanesi izliyorum, baskı altındaki gencin buhran hallerini değil herhalde; belki de bu noktada çatışıyoruz bu dizi mantığıyla..

Sonra bir de o meşhur annesi var, filmlerde çok sevdiğim ama burada daha ilk bölümden itibaren kanımın ısınmadığı ve her bölüm itina ile çatışmalar yaşadığımız Sarah Connor..Oğlunu korumaya çalışıyor, bu arada doğru davranmaya çalışıyor ama olmuyor işte.Bazen öyle kararlar alıyor ki ister istemez ilk tanıdığım Sarah Connor’la karşılaştırmadan edemiyorum.Biliyorum bu yazı baştan aşağı ön yargının esiri olmuş, ama elimde değil, sonuçta onlarda bu işe başlarken ilk 2 filmi baz almadılar mı, o zaman bende gönlümün istediği gibi karşılaştırma içine girebilirim.

Bu dizide en sevdiğim karakter, nicelerinin de sevdiği ve sırf onun için izlemeye devam ettiği Cameron.Terminatorlerin en güzeli, en alımlısı ve bu dizi içinde yaptığı işi hakkıyla yapan; en mükemmel robot daha ne denir ki.Onun olduğu sahnelere ayrı bir sarılıyorum.Ve biliyorum, robottur, arada dellenir bizimkileri kurşun yağmuruna tutar falan ama her bölümde ona duyulan güvensizliğin göze batar gibi gösterilmesinden, bir yerde onun itilip kakılmasından nefret ediyorum.İnsan duygularını anlamıyor ve kafasındaki tek şey görevini yerine getirmek.Asıl amacı nedir, sonradan bu “iyi taraftayım” imajının altından kurt çıkar mı bilemem ama ben onu her daim sevmeye devam edeceğim, onu iyi bilirim..

Son demde diziye katılan ve 2. sezon istikrarlı bir şekilde kendini gösteren amcamız var sırada; Derek..Onu başta çok sevmiştim, sonuçta John’un bilmediğimiz amcası gelecekten gelmiş, annesi onu tanımış ve sonradan John’da babası ile kan bağı olan birine sahip olmuş derken; ve hatta John’a babalık yapacak biri ortaya çıktı diye sevinmiştim ama beni en fazla hayal kırıklığına uğratmak konusunda yarışan diğer karakterlere fark atmıştır kendisi.Geleceği gören, o acının içinde ve eziyette yaşayan biri olarak bilemiyorum daha fazla sorumluluk sahibi olacağını, bunu engellemek için yeri geldiğinde John’a davranışları için iki tane geçireceğini düşünmüştüm; ahh yanılgı ahh..

Ben böyle düşünürken adam sokaklarda gelecekten gelen sevgilisi ile gezmekten başka bir şey yapmadı.Bir de şu terminator trafiğine hayranım dizide.Kaç tane bunlar, kaçı geçmişe gönderildi; her kapıyı çalan adam/kadın robot olmak zorunda mı.Bunların birbirlerinden ve görevlerinden haberleri yok mu, her bölüm patlayan ışık görmek zorunda mıyız derken, elini sallasan bir robota denk geliyorsun yani.Ve son olarak FBI ajanı Ellison’ın İncil muhabbetleri.Dizi, bilimkurgudan çıktı bir yerde –özellikle bazı bölümlerde- İncil okuma ve kurtarıcıyı bekleme seanslarına döndü.Arada küçük küçük göndermelerden bahsetmiyorum ki öyle olsa lafını etmem,ama burada kıyamet günü Skynet’in saldırıyı başlattığı gün, ve kurtarıcı da John Connor başında yıldızdan tacı ile bakıyor sanki..

Bunca şey söyledim, bu kadar laf ettim ama hala izlemeye devam ediyorum ve edeceğim de.Bu benim huyum bir yerde; memnun değilim gidişattan ama en azından “izledim” ve beğenmedim demek istiyorum.Yaşattığı heyecanı da asla göz ardı etmiyorum, zaten kendini böyle böyle takip ettiriyor.Bu kadar şey dedikten sonra yüzsüzlük yaparak “sizde izleyin” diyorum, bakalım ne diyeceksiniz..
dek_ort
dek_ort

Mesaj Sayısı : 224
Yaş : 39
Nerden : Kocaeli
Kayıt tarihi : 25/01/09

http://ofori.wordpress.com/

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz